Page 156 - SİNCAN TARİH VE KÜLTÜR ATLASI
P. 156
Sultan Murâd Hüdavendigâr’ın Ankara Seferi
Gazi Süleyman Paşa tarafından Osmanlı topraklarına katılan Ankara
şehri, Orhan Bey’in ölümünü fırsat bilen Amasya emîrlerinden Bahtiyar
Bey tarafından işgal edilir. Karamanoğlu da Osmanlı toprağı olan Sivrihi-
sar bölgesini işgal eder. Eretnaoğlu Mehmed’i tahta çıkaran Karamanoğlu
Alâaddin, Ankara’ya hâkim olan Bahtiyar Bey’le ittifak hâlinde Osmanlı
topraklarına yeniden saldırıya geçer. Bu gelişmeler karşısında Sultan I.
Murad, 1362 kışını Bursa’da geçirdikten sonra güçlü bir ordu hazırla-
yarak 1363 yılı baharında Ankara üzerine yürür.
Eretna’nın Moğol birliklerini (Barımbay ve Samagar aşiret kuvvetleri)
Eskişehir bölgesinde bozguna uğratır ve Karaman ordusunu püskürtür.
Bunun üzerine kuşatma altında bulunan Ankara Ahileri kalenin anahtar-
larını getirip Sultan Murad Han’a teslim ederler. Böylece Ankara şehri ye-
niden Osmanlı hâkimiyetine girmiştir. 78
Hoca Saadettin Efendi, “Tacü’t-Tevarih” de Sultan Murad Han’ın Anka-
ra üzerine yaptığı seferi geniş olarak anlatır. şöyle anlatır:
Bunun üzerine Gazi Hüdavendigâr da ulemanın fetvasını bayrak ve
rehber edinerek Anadolu yakasına geçti. Zaferleri taşıyan askerleri ile
Karaman beylerini ülkesinden çıkarıp sınır boyunu tutmak için Ankara
Kalesi’ni kuşattı. Bu arada ol nifak ehli ile iş birliği eden bazı yaramaz-
ları ve kötü yolun yolcularını yakalayıp bunlara katılanlar veya onlar-
dan umut bekleyenler kırılıp dökülünceye kadar kovaladı. Ankara’ya
sahip olan istiklal davasına düşerek bu kaleyi ve çevresini ele geçiren
Ahi adını taşıyan cemaat, adalet ıssı Sultan Murad Han Gazi’nin yüce
kuvvetini ve erişilmez gücünü görünce direnmeye imkân olmadığını
anlamışlar, hediye ve armağanlar derleyip padişahlara has peşkeşlerle
sultanın otağına gelmişler, boyun eğdiklerini bildirip kalenin anahtar-
larını teslim etmişlerdi. Onların bu tutumu padişahlık merhametine,
şahlık yüceliğine uygun düştüğünden tamamı devlet hizmetine alındı-
lar. Kale ile hisarın korunması için asker ve dizdar bırakıldıktan sonra
yakın çevrede bulunan bazı kaleler de yöneticilerinin elinden alınarak
Osmanlı ülkesine katıldı. Bu güzel şehir yani Ankara, pek çok geliri olan
bir beldedir. Tarım ürünleri yanında, zırh yapımıyla da tanınmıştır. Ay-
rıca sof, muhyer (moher) ve daha başka nefis kumaşlar burada doku-
nur. Bu kumaşlar İran, Arabistan, Bizans ve Frenk diyarına yollanır. 79
Sultan Murad Hüdavendigâr, Ankara’yı Osmanlı topraklarına katıp, ci-
varda bulunan hâkim Türkmen beyleri ve Ahî büyüklerinin vakıf ve timâr
temliknâmelerini yenilemiştir. Ankara, sancak merkezi olmuş ve şehir
merkezinde imar faaliyetleri hız kazanmıştır.
140