Page 250 - SİNCAN TARİH VE KÜLTÜR ATLASI
P. 250
Ankara şehrini, camilerini, hanlarını, hamamlarını, medreselerini,
tekkelerini, konaklarını ve çeşmelerini anlatırken Ankaralılar için övgü
dolu ifadeler kullanır:
Ve ayanı, eşrafı, vezirleri, âlimleri, sâlihleri, şeyhleri ve seyyidleri, ma-
arif ehli safalı yaran dost şairleri hadsiz hesapsızdır. Gerçi Anadolu top-
rağın da Türk vilâyetlerinden sayılır ama musannifi (kitap yazarı), mü-
ellifi (telif eden, kitap yazan, eser sahibi), tefsircisi, hadisçisi, tecvidli
Kur’ân hafızı vardır.
Ve gayet temiz, erişkin, anlayışı keskin, iki binden fazla Kur’an’ı ezber-
lemiş temiz, masum kızları ve oğlanları, hafız ve hafızeleri vardır.
Ve nice bin kimseleri Yazıcızâde Mehmed Efendi’nin eseri Muhamme-
diyye kitabını ezberlemişlerdir. Tarikat-i Muhammediyye kitabını ez-
berlemiş adamları, Muhammedi yola yönelmiş hâl sahibi, güzel hâl ile
tanınan Allah adamları çoktur.
...
Bu şehir ahalisinin genellikle zenginleri samur ferace (samur uzun el-
bise), orta hallileri çuka serhaddî (uzun çuha), kontuş (kollu yelek) ve
çeşit çeşit ferace (uzun elbise) giyerler. San’at ve meslek sahipleri be-
yaz bez ve muhayyer ferace, âlimleri baştan ayağa renk renk sof ferace
giyerler. Zira sof yurdudur. Ve kadınları tamamen rengârenk sof ferace
giyip gayet edeplice gezerler.
Gerçek iklimin beşincisinden ve 17 yerel iklimden olduğundan enlemi
(32:52) ve boylamı (39:56) olduğundan suyu ve havası gayet yumuşak
olup halkının yüzlerinin renkleri kızılımsıdır. Gençleri ve güzelleri her-
kesçe beğenilir.
...
Yiyeceklerinin, içeceklerinin ve sanayinin beğenilenlerini bildirir
Evvelâ Ankara paçası, Kütahya paçasına yan başı gelir. Buy tohumuy-
la (çemen) terbiye edilmiş Ankara pastırması ve tiftik keçisinin eti
sanki misk kokuludur, zira keçileri dağlarında pırnar (meşe) yaprağı
yerler. Ve tiftik keçisi beyaz süt gibi bir çeşit beyaz keçidir ki bu dün-
ya yüzünde öyle mahlûk yaratılmamıştır. Sof ipliği bundan elde edilir.
Türlü türlü renklerde padişahların giydiği renkli soflar bu keçi tüyün-
den elde edilir. Ama adı geçen keçinin tüyünü makas ile kırksalar ipliği
sert olur, ama keçinin yününü yolsalar o kadar yumuşak olur ki sanki
Eyyub Nebî ipeği olur, ama fakir keçileri yolarken feryatları ve inleme-
leri göklere yükselir. Ama büyükler keçilerin feryat etmemelerine yol
bulmuşlar. Önce keçileri yolacak mahalde kireç ve külü su ile bir yer-
de karıştırırlar, bütün keçileri kireçli karışım ile yıkarlar, acısız ve zah-
metsiz bütün tüyleri kopup çırılçıplak, üryan, büryan, giryan ve nâlân
234