Page 254 - SİNCAN TARİH VE KÜLTÜR ATLASI
P. 254

Büyük İstanos Kasabası

                      Ankara paşasının subaşılığı hükmünde 150 akçe nahiye kazalarından
                      Murtatova (Murtazâ-abâd) nahiyesi hududunda iki tarafı göklere çık-
                      mış daracık derenin kenarında bin haneli, bağsız ve bahçesiz, camili,
                      hamamı ve küçük sultan çarşılı bakımlı bir kasabadır. İçinden (Ova
                      Çayı) nehri akar. Bu kasabanın iki başında büyük kapıları var imiş.
                      Sultan III. Mehmed zamanında Celâli Karayazıcı, kapıları söküp şehri
                      yağmalamış. Eğer o kapılar tamir olunsa bu kasabaya bir taraftan za-
                      fer mümkün değildir. Zira iki tarafı Samanyolu gibi göklere baş uzat-
                      mış, şahin, zağanos ve miskî kartal yuvaları, yalçın sipsivri kızıl ve
                      sarı uçurum kayalardır ki insan bakmaya cür’et edemez. Van, Şebin
                      Karahisarı ve Mardin Kalesi kayaları gibi heybetli, tehlikeli ve ibret ve-
                      rici kayalardır.

                      Kimi Bîsütun Dağı gibi altı boştur, kimi ejderha gibi yukarıdan aşağı
                      süzülmüş, kimi arslan görünüşlü, kimi fil cüssesi gibi türlü türlü aca-
                      ip yapılı kayalardır.
                      Bu kasabanın ekseriyyâ reayaları Ermenilerdir. “Bin adet sof (yün) ve
                      muhayyer (hareli kumaş) işlenir tezgâh vardır” derler ama dere içi ol-
                      duğundan havası gayet sıcaktır. Lâkin hoş muhayyeri olur, beğenilir
                      ve Ermeni kızları meşhurdur.

                      Ve öyle mağaraları var ki içinde biner adet at bağlansa rahatlıkla sı-
                      ğar. Eski zamanlardan kalma, bir yalçın kaya üzerinde harabe kaleciği
                      vardır. Tanrı’nın hikmeti bu şehre girdiğimiz gün insan deryası toplan-
                      mış. Meğer ip canbazlarının gösterileri var imiş.


                      İp Canbazlarının gösterisi

                      Evliya Çelebi, İstanos kasabasında kendi deyimiyle “kırk yılda bir ya-
                  pılan” ip canbazlarının gösterisine şahit olur. Pehlivanların bu gösterisini
                  detaylı ve heyecanlı bir şekilde anlatır.
                      Kırk senede bir bütün ip cambazları toplanıp birbirlerini yola çekip
                      imtihan etmek için Kalecik’te, İstanoz Deresi’nde ve Anadolu’da Gediz
                      şehri kalesinin kayasında tezgâh kurup ip cambazlığı ederler.
                      Bizler de işsiz güçsüz adamlar bu dere içinde seyirlerine varıp gördük
                      ki, mavi bulutlara dayanmış yalçın kayalı dar boğazdaki kayaların en
                      yüksek tepesinde, bir kayadan bir kayaya sağlam Frenk iplerini bağ-
                      lamışlar, kayalar kesmesin diye iplerin iki başına postlar bağlayıp gü-
                      vendikleri adamlarını silâhlarıyla komuşlar ki usta marifetini göste-
                      rirken bir hasmı ipi kesmesin.
             238
   249   250   251   252   253   254   255   256   257   258   259