Page 124 - SİNCAN TARİH VE KÜLTÜR ATLASI
P. 124
de geri çekilişi kaçış şeklinde değerlendirildi ve önce ihtiyat kuvvetleri,
arkasından Ermeni kıtaları savaş alanını terketti. Sonuçta öğle vaktinden
geceye kadar devam eden bu meydan muharebesinde Bizanslılar ağır bir
yenilgiye uğradı. Ordunun büyük bir kısmı kılıçtan geçirilmiş, imparator
ve çok sayıda general esir alınmış, askerlerin ancak bir bölümü kaçarak
canlarını kurtarabilmişti.
İslâm, Bizans, Ermeni ve Süryânî kaynaklarının belirttiğine göre Sul-
tan Alparslan, İmparator Romanos Diogenes’e bir savaş esiri değil bir
konuk hükümdar muamelesi yapmış, hatta onu yanına oturtmuştur. İki
hükümdar arasında geçen müzakereler sonunda aşağıdaki maddeleri ih-
tiva eden bir barış antlaşması imzalanmıştır: 1. İmparator kurtuluş akçe-
si olarak 1,5 milyon altın verecek. 2. Bizans Devleti her yıl Selçuklular’a
360.000 altın vergi ödeyecek. 3. Bizans’ın elinde bulunan bütün İslâm
esirleri serbest bırakılacak. 4. Bizanslılar gerektiğinde Selçuklular’a as-
kerî yardımda bulunacak. 5. İmparator kızlarından birini sultanın oğluna
nikâhlayacak. 6. Antakya, Urfa, Menbic ve Malazgirt Selçuklular’a bıra-
kılacak. Barış antlaşmasının imzalanmasından bir gün sonra Alparslan,
maiyetine iki hâcib ve 100 hassa askeri verdiği Romanos Diogenes’i İstan-
bul’a doğru uğurladı. Ancak Bizans Senatosu, mağlûbiyet haberini alınca
Romanos Diogenes’i tahttan indirip yerine VII. Mikhail Dukas’ı imparator
ilân etmişti. Bizans kuvvetleri tarafından teslim alınan Romanos Dioge-
nes getirildiği Kütahya’da gözlerine mil çekilerek hapse atıldı; ertesi yıl da
Kınalıada zindanında öldü.
Zafer sonrası İsfahan’a giden Alparslan, başta Abbâsî halifesi olmak
üzere bütün İslâm hükümdarlarına fetihnâmeler göndererek kazandığı
zaferi müjdeledi. Bu haber ulaştığı her yerde büyük coşkuyla karşılandı
ve bütün müslümanlar üzerinde derin bir etki meydana getirdi. Halife
Kāim-Biemrillâh, Alparslan’a değerli armağanlarla birlikte özel bir mek-
tup göndererek kazandığı zaferden dolayı onu kutladı ve ona çeşitli un-
vanlar verdi. Diğer İslâm memleketleri hükümdarları da Alparslan’ı özel
heyetlerle değerli armağanlar ve tebriknâmeler gönderip kutladılar. Ayrı-
ca devrin şair ve edipleri sultan hakkında kasideler, çeşitli övgü yazıları
kaleme aldılar. Birçok tarihçi bu büyük zaferi, Hz. Ömer devrinde Bizans’a
karşı kazanılan Yermük ve Sâsânîler’e karşı kazanılan Kâdisiye zaferleri-
ne benzetmiştir. Yalnız İslâm dünyasında değil Batı dünyasında da dikkat
ve ilgiyle izlenen bu zaferden birkaç yıl sonra Anadolu ve Suriye’de hâ-
kimiyetin müslüman Türkler’in eline geçmesi üzerine bütün Avrupa bir
araya gelmiş ve Haçlı seferlerinin hazırlıklarına başlamıştır.
Malazgirt Muharebesi Türk ve dünya tarihinin dönüm noktalarından
birini oluşturur. Bu zafer sonunda, Bizanslılar’ın bütün maddî imkânları-
nı kullanarak hazırladıkları büyük ordu dağıldığından daha sonraki yıl-
108