Page 261 - SİNCAN TARİH VE KÜLTÜR ATLASI
P. 261

12. CELÂLİ İSYANLARI





                      XVI ve XVII. yüzyıllarda Osmanlı idaresine karşı Anadolu’da meydana
                  gelen isyanlara genel olarak “Celâli”  adı verilmiştir. “Celâl’e mensup” an-
                  lamına gelen Celâlî tabiri, XVI. yüzyıl başlarında isyan eden Bozoklu Şeyh
                  Celâl’le ilgilidir. Celâlî isyanları başlangıçta, Osmanlı idaresinden mem-
                  nun olmayan zümrelerin ve Şiî eğilimli Türkmen gruplarının Safevîler’in
                  de tahrikiyle devlete baş kaldırmaları şeklinde ortaya çıkmış, XVI. yüzyı-
                  lın sonlarından itibaren büyük bir mesele halini alarak değişik bir mahi-
                  yet kazanmıştır. Osmanlı devlet anlayışı, bu isyanları “hurûc ale’s-sultân”
                  olarak değerlendirmiş ve kaynaklarda bu ifade sık sık kullanılmıştır

                      Kanuni Sultan Süleyman döneminde başlayan Celâli isyanları Sultan
                  III. Mehmed ve Sultan I. Ahmed döneminde Ankara civarında yoğunlaş-
                  mıştır. Sultan I. Ahmed’in on dört sene süren saltanatı, Avusturya ve İran
                  seferleriyle Anadolu’da Celâli isyanlarıyla geçmiştir. Özellikle Ankara şehir
                  ve civarı bu dönemde Celâli reislerinin saldırılarına maruz kalmıştır. Anka-
                  ra şehir merkezi, Hisar içindeki mahalleler hariç tamamen yakılmış, yıkıl-
                  mıştır. Köylerin çoğunluğu boşalmış ve ahalisi başka diyarlara göç etmiştir.
                  Celali saldırıları sonucunda Haymana kazasına bağlı 150 köyden 121 köy
                                                                                           99
                  ahalisi başka diyarlara göç etmiş, geriye 5-10 haneli 19 köy kalmıştır.
                      Uzun süren Osmanlı-Avusturya savaşları döneminde ilk büyük Celâlî
                  isyanını başlatan Karayazıcı Abdülhalim, sekbanbaşılık ve subaşılık gibi
                  görevlerde bulunduktan sonra Malatya taraflarında eşkıyalarla mücade-
                  le eden  il erlerine  yiğitbaşı  olmuş,  ardından çevresine topladığı  levent
                  ve sekbanlarla Urfa civarını yağmalamıştır. Cigalazâde Sinan Paşa’nın
                  yoklaması sırasında (1596) Anadolu’ya kaçan zeamet ve timâr sahipleri
                  ile kapıkulundan 30.000 kişi Karayazıcı’nın yanındaki asilere katılmış,
                  hükümete küskün mazûl beyler ile alt bölük halkına mensup birçok ele-
                  başı Karayazıcı’nın maiyetine girmişlerdir. Bunlar arasında kardeşi Deli
                  Hasan, Amasyalı Deli Zülfikar, Malatyalı Karakaş Ahmed, Ankaralı Kalen-
                  deroğlu Mehmed, Gâvur Murad, Tekeli Mehmed, Ağaçtan Pîrî, Kara Said,
                  Hüseyinoğlu İshak, Adanalı Sevündük, Bağdatlı Uzun Halil, Kalın Dudak
                  Mahmud ve Köprülü Şâban da bulunmaktadır. Askerî bir teşkilât kuran
                  Karayazıcı, Urfa’yı zaptederek rivayete göre hükümdarlığını ilan edip etra-
                  fa “Halim Şah muzaffer bâdâ” ibareli fermanlar göndermeye başladı. Üze-
                  rine gönderilen bir orduyu Kayseri civarında mağlup ettiyse de Malatya
                                                                                                   245
   256   257   258   259   260   261   262   263   264   265   266